Akciğer Kanseri Belirtisi ve Kanserin Tedavi Yöntemleri
Akciğer kanseri hakkında bilinmesi gereken herşey, Akciğer nedir, görevleri nelerdir, akciğer kanseri belirtisi nelerdir, tedavi yöntemleri nelerdir, risk faktörleri, ameliyat, kemoterapi, radyoterapi hakkında herşey bu yazıda.
Kanser, kelime anlamı ile hücrelerin düzensiz olarak bölünmesi ve çoğalmasını ifade eder. Vücutta çeşitli bölgelerde bu hücrelerin konrolsüz bir şekilde çoğalması da hastalıkların ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Günümüzde pek çok kanser hastalığıyla mücadele edilmektedir. Bunlardan bir tanesi de Akciğer kanseri ‘dir.
Akciğer Nedir?
Akciğerler, göğüste kalbin iki tarafında bulunur. Dışarıdaki oksijeni vücuda almak ve vücuttaki karbondioksiti de dışarı atmakla görevlidirler. Temel fonksiyonu solunum yapmaktır. Ayrıca akciğerler, bazı özelliklere ve görevlere sahiptirler.
Akciğerin Görevleri Nelerdir?
- Vücut ısısını dengeler
- Akciğerler birbirinden farklı iki boyuttadır. Sol akciğer sağ akciğerden daha küçüktür. Bunun sebebi sol tarafta kalp ile birlikte yer almasıdır.
- Sağ akciğer 3 oda sol akciğer 2 odadan meydana gelir.
- Akciğeri koruyan göğüs kafesidir. Buna ek olarak akciğer koruyan bir de zar vardır. Bu zarın adı plevradır.
- Akciğerler süngerimsi bir yapıdadır bu nedenle esnektirler.
- Akciğerlerin rengi değişkenlik gösterebilir bu da yaşa bağlıdır. Bir bebeğin akciğerleri pembeyken yaşlı bir bireyin siyah bile olabilmektedir. Dış etkenler burada önemlidir.
Akciğerler, görüldüğü üzere yaşam için önemli bir organdır. Akciğerde meydana gelen bazı değişiklikler kanser hastalığının belirtilerini göstermektedir. Akciğer kanseri akciğerin dokusunda bulunan hücrelerin ihtiyaç ve kontrol dışı bir şekilde çoğalıp akciğerde bir kitle oluşturmasıyla başlar. Bu kitle bulunduğu yerde büyür ve sonrasında çevresindeki dokulara hatta organlara bile yayılıp hasar verebilmektedir.
Yirminci yüz yıl başında ABD’de akciğer kanseri yüz binde 5‘den azdır. 1998 yılında Belçika ve İskoçya’da bu rakam yüz binde yetmiş beşlere kadar ulaşmıştır. 1999 yılına bakıldığında gelişen ülkelerde yüz binde 14, gelişmiş ülkelerde yüz binde 71 olmuştur. Gelişmiş ülkelerde kadınların akciğer kanserine yakalanma oranı 4-5 kat daha fazla olarak bulunmuştur. Erkeklerde akciğer kanseri riski 1/13, kadınlarda 1/18 dir. Gelişmiş ülkelerde ciddi bir epidemi sonucunda 1985 senesinde 1 milyon kişi , 2006’da Dünya’da 1.3 milyon kişi akciğer kanserinden kaybedilmiştir.
Akciğer Kanseri Belirtisi
Öksürük
Genelde en sık saptanan belirtidir. İyiye gitmeyen, ciddi rahatsızlık veren ve sonu gelmeyen bir öksürüktür. Maalesef hastalar bunu sigaraya bağlayabilmekte, doğal karşılamakta ve doktora gitmekte gecikebilinmekte.
Öksürürken kan gelmesi durumu: Akciğer kanseri belirtisi
Bireyi çok fazla endişelendiren ve doktora gidilmesine neden olan bir şikayettir.
Nefes alma problemleri: Akciğer kanseri belirtisi
Nefes darlığı ve bazen hırıltılı nefes alıp verme, geçmeyen göğüs ve kol ağrısı da akciğer kanserinin belirtileri arasında sayılmaktadır.
Ses kısıklığı: Akciğer kanseri belirtisi
Ses kısıklığı, bir başka akciğer kanseri belirtisi ‘dir.
Enfeksiyon: Akciğer kanseri belirtisi
Tekrarlayan ya da iyileşmesi geciken akciğer infeksiyonları, bir tür akciğer kanseri teşhis sebebi sayılmaktadır.
Diğer Akciğer kanseri belirtisi şunlardır
Boyun ve yüzde şişlik, iştahsızlık , kilo kaybı ve yorgunluk, akciğer kanseri belirtileri arasında bilinen belirtiler arasındadır.
Hastalık ileri aşamalara gelene kadar önemli bir şikayete sebep olmayabilir. Bu durum, akciğer kanserini tehlikeli yapan en önemli unsurdur. Bu nedenle bu durumlar hissedildiğinde hemen doktora gidilmelidir.
Akciğer Kanseri ‘ne Neden Olan Risk Faktörleri
1. Sigara Kullanımı
2. Pasif Olarak Sigara Kullanımı
3. Fibröz mineraller
Mesleksel açıdan madenlerde, tersanelerde, yalıtım malzemesi yapımında asbeste maruz kalınır. Ülkemizde bazı kırsallarda “ak toprak” şeklinde isimlendirilen ve evlerin duvarlarını sıvamada kullanılan malzemenin içinde bulunan asbest maddesi ve Kapadokya bölgesinde bulunan asbest benzeri erionit maddesi zaman içinde nefes yolu ile akciğere ve zarına yerleşip kanser oluşturabilir.
4. Radon
Toprakta doğal bir şekilde bulunan, kokusuz bir gazdır. Özellikle uranyum madenlerinde olmakla birlikte bazen ev gibi ortamlarda da bulunabilir. Radon gazına maruz kalınmasının akciğer kanserine yol açtığı ortaya çıkmıştır.
5. Ailesel Yatkınlık
Akciğer kanseri aslında kalıtsal bir hastalık değildir fakat hastanın yakınlarında bu risk artmaktadır. akciğer kanseri olan bireylerin çocukları ve yakın akrabaları diğer risk faktörlerinden (özellikle sigaradan) mümkün olduğunca uzak durmalıdır.
Tedavi Yöntemleri ve Dikkat Edilmesi Gerekenler
Temel tedavi seçenekleri; cerrahi müdahale, kemoterapi ve radyoterapidir.
AMELİYAT
Akciğer kanseri söz konusu olduğunda, sadece tümörlü dokuya müdahale etmek genellikle yeterli olmamaktadır. Eğer hastanın genel durumu uygunsa yapılacak en küçük ameliyat sadece kanserli dokunun bulunduğu akciğer bölümünün tamamını çıkarmaktır. Eğer ki hastalık iki lobu birden etkilemişse iki lob aynı anda çıkarılmaktadır. Hastalık tüm akciğeri etkisi altına almışsa veya tümör ana damarlara yakınsa, akciğerin tamamını çıkarmak gerekebilir . Aynı zamanda göğüs boşluğu içinde saptanan tüm lenf bezleri de çıkarılır.
Akciğer ameliyatları sonrasında iyileşme süreci çok önemlidir ve doktor önerileri kesinlikle dikkate alınmalıdır:
Egzersiz: Ameliyat sonrası hastanın ayağa kalkması, yürümesi istenir. Bunun sebebi göğüs boşluğundaki sıvının daha rahat boşalabilmesi, soluk alıp vermenin daha kolay yapılması, kan dolaşımının daha düzgün hale gelmesi ve böylece pıhtı oluşumunun engellenmesi istenmektedir.
Solunum egzersizleri: Komplikasyon oranını en aza indirmek, nefes alışverişini rahatlatmak ve iyileşmeye hız kazandırmak açısından büyük önem taşımaktadır
Beslenme: Hastalar doktor tarafından izin verildiği takdirde, ameliyattan sonraki birinci gün itibariyle sulu gıdaların alımına, ikinci günden itibaren de normal gıdalara başlayabilirler.
KEMOTERAPİ
Kanser hücrelerinin çoğalmasını durduran ilaçların verilmesidir. Kemoterapi genellikle kombinasyonlar halinde ve damardan uygulanır. Bazen ağız yoluyla da verilebilir. Kemoterapi seansları zaman zaman birkaç gün sürebilir. Her seansı bir dinlenme zamanı izler. Seansların sayısı kanser tipine ve ilaca alınan cevaba göre değişmektedir.
Kemoterapi tedavisi süresince bazı noktalara dikkat edilmelidir
- Tedaviden önce ve sonra 1-2 saat bir şey yenilmemelidir.
- Uygulama sonrasında ilk gün sıvı ve yumuşak gıdalar tercih edilmeli, az ve sık olacak şekilde yemeğe çalışılmalıdır.
- Yağlı, çok tatlı ve kızartılmış gıdalardan kaçınılmalıdır.
- Bulantı sırasında asitsiz meyve suları faydalı olabilir.
- Sigara, parfüm ve yemek kokusundan uzak durulmalıdır.
- Yiyeceklerin hazırlanmasında çok titiz davranılmalıdır.
- Açıkta satılan gıdalar kesinlikle tercih edilmemelidir.
- Bulaşıcı hastalığı olan kişiler ile temas kurulmamalıdır.
- Daha az misafir kabul edilmelidir.
- En önemlisi dinlenmektir.
RADYOTERAPİ
Radyoterapi, kanser hücrelerini öldürmek veya çoğalmalarını önlemek için yüksek enerjili X ışınları veya benzer ışınların tedavi yöntemi olarak kullanılmasıdır. Radyoterapi hastanın ve hastalığın seyrine göre değişen dozlarda ve sıklıkta uygulanır. Bu uygulama farklılıkları tedavinin amacı ile ilişkilidir.
Radyoterapi süresince ve işlemler sonrasında doktor tavsiyelerine yine mutlaka uyulmalıdır.
KANSER ile alakalı diğer yazılar